20 Ocak 2011 Perşembe

Diş Çürükleri Çeşitleri

Diş Çürükleri Çeşitleri

Çürüme mine katmanında küçük bir lezyonla başlar ve mine katmanını aşa­rak dentine ulaşır. Bu dokuda daha hızlı ve kitlesel olarak yayılır. Sement ve mi­neye uzanan dentin kanalcıkları çürü­ğün sızmasını kolaylaştırırken mine ka­dar sert olmayan dentinin mineral tuzlarını içeren organik yapısı çok daha hızlı biçimde yıkıma uğrar. Sonuçta minedeki küçük bir yarığın altında yumuşamış bir doku bölgesi oluşur. Bu bölgenin koyu rengi minenin saydamlığı nede­niyle kolayca görülebilir. Sert bir besi­nin çiğnenmesi ya da çürümüş dentin bölgesinin çok genişlemesi, üstteki mi­ne katmanının parçalanmasına neden olur ve çürüme yeri bir yarıkla açığa çı­kar. İçten oyulan bu çürük tipinde, çü­rük bölgesi büyük ölçüde mine katmanı bozulmadan genişler. Gelişme hızlıdır. Çünkü yiyeceklerin çiğnenmesi, tükü­rük salgısı ve diş bakımının sağladığı temizlikten uzak kalan bu çürüme odağı serbestçe gelişme fırsatı bulur. Dişin boyun bölgesi çürükleri gibi bazı yü­zeysel çürükler ise olduğu gibi kalmış izlenimi verecek ölçüde yavaş ilerler.

Genel olarak çürükler, çürüme süre­cinin dişözü ya da diş sinirinden uzaklı­ğını belirtmek için yüzeysel, orta derin­likte ve derin çürükler olarak sınıflandı­rılır.

Başlangıç evresinde yüzeysel çürük­ler yalnızca dentin katmanının en üst bölümünü ve mineyi etkiler. Orta dü­zeyde çürüklerde ise dentin önemli öl­çüde etkilenir. Dentin boyunca yayılmış olan derin çürüklerde ise dişözü (pulpa) mikrop kapar ve tedaviye başlanmazsa buradaki doku ölümüyle birlikte enfek­siyonun daha derinlere inme yolu açılır.

Yüzeysel çürüklerde ağrılı belirtiler genellikle görülmezken, orta derinlikteki çürükler ısı değişimlerine (sıcak, soğuk) ya da bazı yiyeceklere (tatlı, asitli vb) karşı duyarlı olabilir. Bu uyaranların do­ğurduğu ağrı, uyaranın ortadan kalkma­sıyla yok olur. Derin çürüklerde dişözü-ne bakteriler bulaştığından ağrı kendili­ğinden ya da uyanlardan sonra ortaya çıkabilir. Ağrı şiddetlidir ve birden başlar. Hasta ağrıyan dişini belirlemekte güçlük çeker. Enfeksiyonun dişözüne yeterince yayımladığı durumlarda, ağrı giderek azalıp yok olur. Ağrı genellikle gece sa­atlerinde vücut yatay konumdayken or­taya çıkar. Çünkü bu konumda başa da­ha çok kan gider. Enfeksiyon dişözüne iyice yayılıp irinleşmişse, çok şiddetli olan ve çevreye de yayılan zonklayıcı ve sürekli bir ağrı görülür.

Ağrının özelliklerini dişin anatomik yapısı belirler. Bağdoku, çeşitli tipte hücreler, damar ve sinir liflerinden olu­şan dişözü bir boşlukla sınırlanmıştır. Dişözü odacığı denen bu boşluğun du-varlan sert ve esneklikten yoksundur. Dişin taç bölümünde genişleyen dişözü odacığı köke doğru incelip ipliksi bir uzantıya dönüşür ve bu bölümü kök ka­nalı adıyla tanınır.

İltihaplanma sırasında dişözü da­madan daha fazla kan akımıyla geniş­ler ve sinir liflerine baskı yaparak ağrıya neden olur. İltihaplanmanın belirli bir düzeyi aşmasından sonra dişözünde artan ödem özgün bir ağrı duyumuna yol açar. Artık doku yıkımı onarılamaz durumdadır. Ağrı yalnız dişözünün ölü­müyle kesilir. Bu doku ölümü ya enfek­siyon sürecine bağlıdır ya da tıbbi giri­şimle sağlanır.

Özetlemek gerekirse mikropların üremesi dişözünde bir ap­senin oluşmasına neden olur ve bu du­rum dişözünde doku ölümüyle sona erer. Dişözü hastalıkları diş çürüğünden bağımsız olarak da gelişebilir. Ağır en­feksiyon hastalıklarında ya da âdet gör­me döneminde dişözü iltihapları ortaya çıkabilir.

Yaralanmalar ya da kimyasal maddeler gibi iltihaplanmaya yol açmayan ağır diş çevresi dokusu hastalıkları (periodontoz) ve dişeti cebindeki enfeksi­yonlara bağlı hastalıklar dişözünde en­feksiyon oluşturabilir.

Dişözünde doku ölümü öncesinde bütün belirtiler aynı anda ortaya çıkma­yabilir. Darbe gören bir dişte yıllar son­ra ağır zararların ortaya çıktığı da bilin­mektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder