17 Ocak 2011 Pazartesi

Aids Teşhisi, Aids Tedavisi, Aids Korunma

Aids Teşhisi, Aids Tedavisi, Aids Korunma

Önemle belirtmek gerekir ki, AİDS teşhisi bugüniçin hâlâ büyük ölçüde klinik bulgulara dayanmaktadır. LAV/HTLV-Ill virüsünün anti­korlarını tarayan testlerin varlığına rağmen kliniğin önemi büyüktür. AlDS'li hastaların yüzde 90'ından fazlasında kanda antikorlar bulun­makla birlikte, bazı hastalarda kan testleri negatif bulunabilmektedir. Buna karşılık, birçok sağlıklı kişilerde de antikorlar müsbet bulunabi­liyor. Seropozitif kişilerde AİDS hastalığının ne oranda ortaya çıkaca­ğı da bir araştırma konusu. Tahminlere göre, seropozitif kişilerin yüz­de 5-20 kadarı, 5 yıl içinde AİDS hastalığına tutulabilecektir. AİDS hastalığı teşhisini kesinlikle koyduracak bir test olmamakla beraber, an­tikor tayinleri ve virüsün hasta kanından elde edilmesi gibi yöntemler teşhiste çok yardımcı olurlar. Kandaki lenfositlerin ve alt gruplarının sayımı da değerli bilgiler verir. Dolaşımdaki yardımcı T hücrelerinin süpresör T hücrelerine oranı normalde 1,2'den büyük iken; AlDS'li has­talarda 0,9'dan küçük olmaktadır ve bu da değerli bir testtir. Bu test vücutta hücresel bağışıklığın zayıfladığını gösteren bir kanıttır ve AİDS için faydalanılabilir. Klinik bölümde belirttiğimiz diğer immünolojik özelliklere de bakmamızın yararlı olacağını hatırlatırız (Cetvel VIII).

AlDS'li bir hastaya yaklaşımın özellikleri vardır. Hastadaki belirti­lerin aktif bir şekilde incelenmesi gerekir. Meselâ, akciğerde bir infilt-rasyon varsa biyopsi yapıp nedenini anlamalıdır. Merkezi sinir sistemi bozukluğunda bir bilgisayarlı tomografi, belkemiğinden su almak ve hatta beyin biyopsisi yapmak gerekebilir. Hastada ishal varsa dışkı­da kültür yapmalı, bakteri, mantar ve protozoer parazitler aranmalıdır. Herhangi bir şişlik veya kitle bulunduğunda biyopsi yapılmalıdır. Bu hastalarda birkaç enfeksiyon veya kanser birlikte bulunabileceğinden, devamlı gözlenmeleri gerekir.Meselâ biyopsiyle pneumocystis carinii pnömonisi bulunan AlDS'li bir hastada, aynı zamanda yaygın toksoplazmosis veya atipik tüberküloz da olup olmadığını düşünmek de ge­rekmektedir. Şu halde klinik ve laboratuvar bulgularının dengeli bir şe­dide yapılıp yorumlanması büyük önem taşır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder